Sadece sevmeye başla. Yavaş yavaş. Çok daha fazla sevginin sana geri döndüğünü göreceksin( Osho) bu sözü söylediğinden bugüne yıllar geçti ama günümüzde en fazla yıpratılan, sömürülen, kelimelerin başında yer almaktadır. Ne suçu var ki bu kelimenin. Elbette ki, üç harften oluşan bir kelimenin hiçbir suçu yok. Suçlu arayacaksak kelimelere verdiğimiz anlamlara ve bu anlamların çağrıştırdığı manalara bakmalıyız. Temelde Allah’ın insanın yüreğine koyduğu adına ister aşk ister sevgi, ne dersek diyelim bir hız ve haz çağında çok çabuk tüketilmekte ve çok çabuk yıpranıyor. İnsanların yüreğinde aşk duygusunun olması onu karşı cinse karşı şefkatli, merhametli yapar. Hayat sevginiz, en yüksek umudunuza beslediğiniz sevgi olsun, en yüksek umudunuz da en yüksek hayat düşünceniz olsun diyor Friedrich Nietzsche. Demesine demiş ama bu sözün anlamını bilen çok az insan çıkar günlük hayatta karşımıza. İnsanın sevdiği için yapamayacağı şey yoktur. Ama sevda gönüllere girmemiş sadece popüler bir şekilde çarçabuk tüketilen bir duygu olursa işte o zaman anlamsızlaşır. Âşık her şeyden önce kendi maşukunu tanır. Bu sadece ilahi aşkta değil insani aşkta da böyledir. Gerçek sevgi; iyilik gördüğünde artmayan ve kötülük gördüğünde eksilmeyendir demiş Yahya bin Muaz. Ama özellikle iletişim araçlarının ve popüler dünyanın bizlere sunduğu aşk anlayışı ise ne yazık ki fıtrata yani insanın özüne uymamaktadır. Televizyon dizilerinde, filmlerde anlatılan aşk ile gerçek sevda tamamen farklı şeylerdir. Bir Leyla ile Mecnun, bir Kerem ile Aslı, bir Ferhat ile Şirin bulmak zorlaşmaktadır. Amaç, sevgi uğruna ölmek değil; uğrunda ölünecek sevgi bulmaktır diyen William Shakespeare uzun soluklu aşkların yaşanması uzun mücadeleler sonucunda olur sözünü kanıtlar niteliğinde yıllar önce söylemiş adete bizim için. İnsan, başkasına ilham ettiğinden çok kendi duyduğu sevgiyle mutlu olur diyen François de La Rochefaucauld İnsan sevdiğine ulaşmak için sabretmeli ve onu üzecek bir davranıştan uzak durmalıdır demememiz için söylemiş olabilir mi ? Çabuk ulaşılan çabuk da kaybedilir. Aşk için yazılan şiirler, türküler, destanlar, hikâyeler insan için çok temel bir duyguyu dile getirmektedir. İnsanın bu duyguyu yaşaması da öyle zorla değil sabırla ve erdemlice olmalıdır. Âşık insan sevdiğinin yanında terler, kelimeler boğazına düğümlenir. Ama eğer aşkı sevdaya çevirebilirse o zaman uzun soluklu bir yolculuk başlar. Yoksa anlık hoşlanmayı aşk olarak alıp sevdayı bir tüketim malzemesi olarak görmek ne aşktır ne de sevdadır.Unutmayın ki, Sevdiğin kimseyi ölçülü sev, olabilir ki günün birinde düşmanın olur, düşmanına karşı da aşırı gitme, olabilir ki günün birinde dostun olur. Hz. Muhammed (sav.) ümmetiyiz biz.
|