Uzun uzun yazmaya gerek yok.
Gözümüzün önünde örneği var.
Şu alıntılarla kısaca Irak’taki referandumun torunlarımıza kadar uzanacak önemini anlatmaya çalışalım.
İngiliz mandası altındaki Filistin’de bir Yahudi yurdunun kurulması çalışmaları, XIX. yüzyılın ikinci
yarısında ortaya çıkmıştı.
Bu amaçla toplanan ilk kongre, 29 Ağustos 1897 de İsviçre de Basel’de toplanmış ve bu kongrede Yahudilerin Filistin’de bir “yurt” edinmesi kararı alındı.
Yıl 1897…
İlk adım bu.
I. Dünya Savaşı sırasında, Başkan Wilson’un da Yahudi sorununu benimsemesi, İngiltere’yi harekete geçirmiş, İngiliz Dışişleri Bakanı Balfour, 2 Kasım 1917 de Siyonist Federasyonu Başkanı’na gönderdiği mektupta, İngiltere’nin Filistin de bir Yahudi devleti kurulmasını kabul ettiğini resmen bildirmişti. “Balfour Deklarasyonu” adını alan bu belge, Yahudi devleti kurulması sorununun bir dönüm noktası sayılmaktadır.
20 yıl sonra ikinci adım…
Ve ikinci dünya savaşı sonrasında bölgeye göç başladı.
1882 yılında 35.000 i geçmeyen Yahudi nüfusu 1939 yılı sonlarında 463.535 e ulaştı.
1947 yılı Aralık ayı başlarından itibaren, Filistin’de, Arap ve Yahudiler arasında çarpışmalar başladı. Güvenlik Konseyi konuyu ele alarak görüştü fakat bir sonuç alınamadı. Bu sırada da İngiltere, 14 Mayıs 1948’de, Filistin’deki manda yönetimini tek taraflı olarak kaldırdı.
Aynı gün, İsrail Devleti’nin kurulduğu ilan edildi. Bu tarihten sonra günümüze kadar uzanan Arap-İsrail savaşları ve Filistin sorunu başlamıştır.
Bu da üçüncü adım .
Ve aşağıdaki haritayı incelerseniz göreceğiz ki bundan sonra İsrail bölgenin kanayan ve kanatan çıban başı olarak sürekli olarak büyüdü.
Aynı ABD aynı himayeler ve siyasal taktiklerle sınırlarımızın dibinde Kürt Devleti kurulmasına taraf olarak çocuklarımıza uzun yıllar baş ağrısı olarak sürecek ikinci bir İsrail, yani Kürdistan kurmak istiyor…
Bu örneğe bakarak Irak’taki referandum neden önemli şimdi daha iyi anlıyoruz… |